Turkish-Israeli Relations

Articles

Tayyip Erdoğan'a çağrı: İsrail'i boşver de sıkıysa Apo'ya özür dilet

Yazar: Kaya Ataberk, Türk Solu - Nisan 2013 400. sayısı

AKP'lilerde özür bayramı…

Ve sonunda İsrail, 31 Mayıs 2010 tarihinde yaşanan Mavi Marmara olayı dolayısıyla Türkiye'den özür diledi ve uluslararası tazminat ödemeyi kabul etti.

Bilindiği gibi İHH ve diğer Şeriatçı grupların örgütlediği grup Mavi Marmara gemisiyle Gazze'ye doğru yol alırken, açık denizde İsrailli komandoların baskınına uğramıştı. İsraillilerin saldırısında, gemide bulunan çok sayıda insan yaralanmış 8 Türk vatandaşı ile 1 Türk asıllı ABD vatandaşı ise müdahale sonuncunda hayatını kaybetmişti. Olaylar bu noktadan sonra içinden çıkılmaz bir uluslararası krize dönüşmüştü.

Mavi Marmara olayının üzerinden geçen şu son üç yıl içerisinde Türkiye ile İsrail ilişkileri tarihinin en önemli krizini yaşadı. Yine Mavi Marmara olayı için İsrail'in Türkiye'den özür dilemesi talebi de AKP'nin bu dönem içindeki belki de en önemli gündem maddesi olarak kaldı.

Ne PKK terörü ne de bu terörün katlettiği masum Türk insanları asla bu kadar önemli olmamıştı AKP açısından…

İsrail'in özrünün, Netanyahu'nun Tayyip Erdoğan'ı aramasıyla geçtiğimiz hafta gelmesi AKP çevrelerinde bir bayram havası esmesine neden oldu. AKP'liler ve yandaş medya, Tayyip Erdoğan'ın büyüklüğü, Ahmet Davutoğlu'nun dehası üzerine destanlar yazdılar.

Hatta Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek tüm şehri "Minnetarız! İsrail Türkiye'den özür diledi" yazan billboard afişleriyle donatacak kadar işi abarttı. PKK'lıların "terör bayramına" bir de AKP'nin "özür bayramı" eklenmiş oldu…

AKP açısından yaşanan tam bir zafer sarhoşluğu… Bir taraftan PKK ile masaya oturan ve PKK'nın ve Kürt bölücülüğünün altın çağının başlamasına neden olan AKP bu sürecin inisiyatifini de Apo'ya kaptırmış durumdayken, diğer taraftan İsrail'in özür dilemesiyle biraz rahat nefes almaya çalışıyor anlaşılan. Propaganda da buna göre yapılıyor. İsrail burnundan asla kıl aldırmazmış, bugüne kadar sadece üç kez özür dilemiş, onların biri de zaten ABD'denmiş vesaire…

AKP ve Tayyip Erdoğan, gerçekten de geçtiğimiz üç yıl içinde tüm çabalarını bu özür üzerine yoğunlaştırmışlardı. Fakat acaba AKP'nin bu hassasiyeti Türk vatandaşlarının öldürülmesini izzeti nefis meselesi yapmalarından mı ileri geliyordu? Türk insanın hayatı ve hakları gerçekten de onlar açısından bu kadar değerli miydi? Yoksa AKP, tamamen farklı bir noktadan mı meseleye yaklaşıyordu?

AKP için Türk insanın canının kıymeti var mı?

İsrail'le kriz bilindiği gibi Mavi Marmara olayıyla aniden ortaya çıkmış bir mesele değildi. Kökleri 2009 yılında Davos'ta Tayyip Erdoğan ile Şimon Peres arasında geçen tartışmaya kadar giden bir kavga vardı ortada. O tartışmadan beri İsrail'le Türkiye arasında oluşan gerilim, AKP tarafından son derece bilinçli olarak tırmandırılmıştı ve son olarak da Mavi Marmara olayında zirve noktasına taşınmıştı.

Gerçekte Mavi Marmara yola çıkarken, gemiye bir müdahale olacağı ve insanların öleceği çok açıktı. Bu olaya izin veren AKP de her şeyi hem de herkesten daha iyi biliyordu. Yani burada ölen insanların başına gelenlerden AKP de İsrail kadar sorumluydu.

Acaba AKP bu insanların hayatlarını kaybetmelerinden bu kadar rahatsız olacak olsaydı, acaba bunları bile bile ölüme gönderir miydi? Pek sanmıyoruz…

Fakat gelgelelim asıl mesele bu da değildir. Gerçekte AKP açısından Türk insanının yaşamının ya da haklarının pek bir önemi yoktur. AKP açısından Filistin, Araplar, Kürtler önemlidir. ABD'nin dostluğu, İsrail'in özrü önemlidir. AKP'nin güçlenmesi, durumu idare etmesi, iktidarını koruması önemlidir. Türklere ne olduğu değil.

Yoksa ne olacak ister İsrail Türk vatandaşlarını öldürsün ister PKK Türkiye'nin önemli bir kısmını ele geçirsin, Apo "meşru lider olsun", Anayasa'dan Türk adı çıkarılsın, Türkler bu memlekette yok sayılsın…

Dolaysıyla AKP'nin meselesi burada öldürülen Türk vatandaşları değildi. Yine de düşünelim: Tayyip Erdoğan ve AKP Türk insanının ölümünü bu kadar önemli bulsaydı biraz kimin Türklere ne kadar zarar verdiğini hesaplamaz mıydı?

İsrail 9, PKK 30 bin Türk'ü öldürdü!

Bugün İsrail'den özür dileterek Türk milletinin hakkını savunduğu, Türk'ün prestijini arttırdığı için yerlere göklere sığdırılamayan Tayyip Erdoğan, bizce oturup şu hesabı muhakkak yapmalıdır. Mavi Marmara olayında biri ABD vatandaşı olmak üzere 9 Türk, İsrail tarafından katledildi. Tamam, isterse kökeninde başka amaçlar ve siyasal provokasyonlar olsun yine de ölenler Türk insanıdır. Bunların hakkının korunması gerekir. Fakat dönüp PKK-AKP aşkının yeniden alevlendiği şu günlerin ortamına baktığımız zaman tablonun vahameti daha da net ortaya çıkıyor.

9 Türk'ü öldüren İsrail ile neredeyse savaşın eşiğine gel, 30 bin Türk'ü asker, sivil, kadın, çocuk demeden katleden Apo ile el sıkış, barış!

Şimdi İsrail Türkiye'den özür diliyor ve sözde Türkiye'nin onur kurulmuş oluyor. Peki ya Türkiye içinde bu onur hassasiyeti neden işlemiyor?

Eskiden idam edilmeyen Apo, İmralı'dan konforlu bir şekilde PKK'yı yönetiyor deyip hayıflanırdık. 30 bin Türk'ün katili bu cani, bugün bırakalım örgütü, Türkiye'yi yönetiyor! Nerede kaldı Türkiye'nin onuru? Nerede kaldı Türk insanının hayatının kıymeti?

Mesele çok açıktır. AKP'nin çifte standardı da öncelik sıralaması da açıktır.

AKP açısından Arapların canı ve hakları Türklerden çok daha önemlidir. Bu nedenle AKP'ye ve Erdoğan'a biraz da Türkler için çalışın demenin çok anlamı yoktur. İyi ama bari bu Arap aşkınıza Araplardan biraz karşılık bulsanız ya… Maalesef o da yok!

Daha önce BM Genel Kurulu'nda Filistin'i savunmak için konuşan Tayyip Erdoğan'ı Filistin lideri Mahmut Abbas da dâhil olmak üzere hiçbir Arap lideri dinlememişti. Ya bu sefer? İsrail'e özür dilettiren "muzaffer" Tayyip Erdoğan, bu sefer de Gazze'ye gitmek isteyince Filistin yönetimi gelmesini istemediklerini açıkladı.

Tayyip Erdoğan'ın Arap aşkı da Kürt aşkı da karşılıksız kalmaya mahkûmdur. Fakat ona üzülmüyoruz. Biz arada ne olursa olsun hep çeken Türk milletine üzülüyoruz. Çünkü gerçekten de son 200 yıldır bu Ortadoğu'da hakkı yenilen, katliama uğrayan, yerinden yurdundan sürülen bir millet varsa o da Türklerdir.

Ama Türk milleti de 9 Türk'ün hesabını İsrail'den sorduk diyen AKP'nin, 30 bin Türk'ün kanı ellerine bulaşmış olan Apo canisinin ellerini sıkmasını affetmeyecektir…

Buyur, sıkıysa Apo'ya özür dilet!

İsrail'in karşısında bu kadar sert bir duruş sergilemiş olan Tayyip Erdoğan neden 30 bin Türk insanının katili olan Apo'nun karşısında kuzu gibi durmaktadır? Neden Şimon Peres'e Davos'ta dediği gibi Apo'ya da "Siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz" dememektedir?

Tayyip Erdoğan barış için mi çabalamaktadır? O zaman neden barış için barışla yakından uzaktan ilgisi olmayanlardan hesap sormamaktadır? Neden yine Peres'in yüzüne karşı haykırdığı gibi Apo'ya ve BDP'lilere "Barış için çabalarınız yeterli olmadı, çocukları öldürerek, kadınları öldürerek barışı sağlayamazsınız" diyememektedir?

Nedeni çok basittir: İsrail'i eleştirmek, bağırıp çağırmak, günahlarını açıklamak kolaydır. Dünyada İsrail'i eleştiren Batılılar bile vardır ama Kürtlere, Ermenilere böyle şeyler söylemek yasaktır. Dolayısıyla Tayyip Erdoğan da çıkıp Türk insanına İsrail'den kıyaslanamayacak kadar çok acı çektirmiş olan PKK'ya bunları söyleyemez ve zaten söylemez de…

Türklere I. Dünya Savaşı'nda ihanet etmiş, İngilizlerle birlikte Türk askerlerinin karınlarını deşmiş bugün de yine Türkiye'ye karşı Rusya, ABD, Fransa, Yunanistan ve hatta İsrail'le bile birleşen Araplar için harekete geçen Erdoğan'ın Türkler için harekete geçmeye ideolojisinin sınırları yetmez.

Türk milliyetçiliğini ve Türklüğü ayaklar altına almaktan bahsedenler, bir kere bile Türk olduğunu söylemeyenler, "Ne mutlu Türk'üm diyene" yazılarına dahi savaş açanlar neden Türkler için mücadele etsinler ki? Onları için Türklerin de Türklerin canının, vatanının, onurunun hiçbir önemi tarih boyunca olmadığı gibi bugün de yoktur…

Evet, İsrail'le uğraşmak sizin için kolaydır. İsrail'e özür diletmek de kolaydır. Buyurun sıkıysa emperyalizmin sevgili çocuklarıyla uğraşın, onlarla mücadele edin, onların Türklerden özür dilemesini sağlayın sıkıysa. Sıkıysa Netanyahu değil de Apo özür dilesin de görelim o zaman gücünüzü, kudretinizi!

Apo Türklerden özür dilemez ama Erdoğan PKK'dan özür diler

Tayyip Erdoğan'ın Apo'dan özür diletmesi beklenemez ama bunun tam tersinin gerçekleşme ihtimali çok yüksektir. Nasıl mı?

Erdoğan ve AKP'nin Türk milletiyle de Türk devletiyle de hiçbir alakaları, bunlara hiçbir bağlılıkları yoktur. Hepimiz hatırlayacağız; Türkiye Cumhuriyeti'nin en haklı olduğu meselelerden biri olan Dersim Ayaklanması konusunda Tayyip Erdoğan Dersim ayaklanmacılarından özür dilemekte bir an bile tereddüt etmemişti. Oysaki o ayaklanmaya, emperyalistlerin güdümündeki bir hainlikle ve vahşetle katılanların bugünkü PKK'lılardan hiçbir farkı yoktu.

Dersim ayaklanmacıları, Seyit Rıza ve diğerleri Fransızların gönderdiği silahlarla, Ermeni Taşnakların desteğiyle Türk devletine karşı ayaklanmışlardı, Türk insanını öldürmüşlerdi. Devlet de bu hainlere müdahale edip ayaklanmayı bastırmış, elebaşlarını cezalandırmıştı.

Tayyip Erdoğan ise 2011 Kasımında çıkıp 1930'lu yılların teröristlerinden, PKK'lıların atalarından özür dilemişti. Bugün yine aynı Erdoğan, günümüzün hainleriyle, teröristleriyle, Türk katilleriyle masada oturmaktadır.

Apo'nun özür dilemesini bir kenara bırakalım. Kısa bir zaman sonra Türk devleti PKK ile mücadele ettiği için Erdoğan çıkıp devlet adına özür dilediği zaman da biz hiç şaşırmayacağız.