Turkish-Israeli Relations

Articles

Neden hep Filistin'i tutmak zorundayız

Yazar: Can Ataklı Sabah - October 27, 2000

Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök dünkü yazısında çok önemli bir noktaya parmak bastı. Ancak yazdığı konuda "psikolojik" nedenlerle "yalnız kalacağını" tahmin ediyorum. Bu konuda aynı görüşte olduğum ve bunu zaman zaman yazdığım, son olarak da televizyonda söylediğim için bu yazıya destek vermek istiyorum.

Ertuğrul Özkök Türkiye'nin geleneksel politika olarak Filistin sorununda ısrarla Filistin'in ve Arafat'ın yanında yer aldığına dikkat çekerek neden hep tek taraflı olunduğunu soruyor.

Türkiye ve doğal olarak Türk kamuoyu bazı konularda yoğun baskı altında. Filistin konusunda ne olursa olsun Filistin halkının haklı olduğu görüşünü savunuyoruz. Hiç kimsenin aklına "Peki kardeşim bu Filistin halkı niçin böyle, neden geri kalmış, neden içinden bir tane yetişmiş adam çıkaramamış, neden milli geliri çok düşük, neden ürettiği ciddi hiçbir şey yok, neden sadece ve sadece terörle içiçe de barış üretemiyor?" diye sormuyor.

Şimdi buna geleneksel cevap olarak "Filistin halkının toprakları işgal altında, bu halk kasten geri bıraktırıldı, imkan tanınmadı" denilecek. Peki buna da tamam, o zaman bölgeye bir bakalım; Ürdün'ün de mi toprakları işgal edilmişti, Mısır'ın gelişmesi için nesi eksik, Suriye'nin elini tutan kim, Irak'ı biz mi bu hale getirdik, nasıl oluyor da bir avuç İsrail teknolojide de, bilimde, sanatta, askerlikte, tıpta, eğitimde çok ileri gidiyor da, ötekiler yapamıyor bunu?

Türkiye'nin her durumda Filistin'in yanında yer alması biraz da "dinsel bağdan" oluşuyor galiba. Olaya objektif bakmayıp sırf aynı dinden olduğumuz için kayıtsız şartsız destek vermek zorunda hissediyoruz kendimizi. Ama aynı şekilde örneğin Filistinlilerin uluslararası platformda Türkiye'den yana tavır koyup koymadıklarına hiç bakmıyoruz ve hatta merak bile etmiyoruz. Biz onlara öyle davrandığımız için onların da bize öyle davrandığını sanıyoruz.

Son nokta; televizyonlarda izliyorsunuz, sadece Filistin değil, başka yerlerde de, bir müslüman olanlara bakın, bir de diğerlerine. Kendi dindaşlarımı gördüğümde içim sızlıyor, ilkellik, sefalet, geri kalmışlık üzerlerinden akıyor. Elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin, Afganistan, Pakistan, İran, Irak, Filistin, hatta Bosna görüntülerini izlerken aynı duygulara kapılmıyor musunuz? Niçin müslüman ülkeler böyle demiyor musunuz? Diyorsunuz belki de, bunu yüksek sesle söyleyemiyorsunuz. Oysa bunu yüksek sesle söylediğimizde belki uluslarası olaylara daha soğukkanlı bakma şansını bulacağız.